Bu insanlar arkadaşlarını menfaatlerine göre seçtiklerinden, dostlukları ve sevgileri geçicidir.
Salih Müslüman, her nimeti olduğu gibi, zaman nimetini de en güzel şekilde kullanan kişidir. Mümin zaman nimetini, nefsi isteklerini yerine getireceği bir fırsat olarak değil, Allah’ın rızasını kazanabileceği bir lütuf olarak değerlendirir.
Mümin Allah’ın rızasını ve cennetteki nimetleri, dünyanın kısa, geçici ve aciz olan durumlarından daha değerli görür. Bundan dolayı kendisine verilen ömrü en iyi şekilde değerlendirir, dünyadaki yaşamını buna göre düzenler ve oraya hazırlık yapar. Zamanını en iyi şekilde değerlendirebilmek için, planlamalarını iyi yapar. Bu anlamda, dünyalık işlerine gereğinden fazla yoğunlaşmadan, pratik bir şekilde hallederek, salih amellere bolca vakit ayırmaya çalışır. Yine çok uyumamaya, ömrü kısa olduğunu unutmamaya ve yaptığı en küçük bir amelin Allah katında ortaya konulacağına emin olarak çabalar. Zira Allah’ı çok seven bir mümin, tüm bunları büyük bir şevk ve azimle yapar. Planladığı şeyi hemen uygular, ertelememeye gayret eder. Ve mümin Allah’ın şu emrini asla unutmaz:
"Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et." (İnşirah Suresi, 7)
Allah’a gönülden yönelmiş bir mümin, ahlakını da yeterli görmez, bunun için sürekli daha iyisi için çabalar. Çünkü gerçek bir imana sahip olabilmek için, bir tek sözle değil, fiili olarak da kanıt gerektiğini bilir. Bu yüzden mümin Allah’ı çokça anar, her işinde O’na yönelir. O’na olan sevgisini ve korkusunu arttırmaya çalışır. Kardeşleriyle birlikte güzel ahlakta yarışır.
İman sahibi bir insanın takvası da zamanla Allah’ın izniyle artar. Allah, mümine verdiği ömürle onu eğitir, olgunlaştırır, cennete ehil hale getirir. Müminler Allah’ın verdiği süre zarfı içerisinde ahirette sonsuza kadar beraber olacakları kardeşlerini de tanımış olurlar. Allah’ın zikrinden uzak insanlar içinse, bu durum tam tersidir. Bu insanlar arkadaşlarını menfaatlerine göre seçtiklerinden, dostlukları ve sevgileri geçicidir. Örneğin eğitimleri süresince çok sıkı dost olan bu insanlar, iş hayatına girdiklerinde birbirlerini aramaz, sormaz olurlar. Yine bu kişiler işlerini değiştirdiklerinde, eski iş yerlerindeki arkadaşlarını unuturlar. Bu insanların arkadaşlıkları çıkar ilişkilerinden dolayı da bitebilmektedir. Menfaatine ters düşen bir tavırla karşılaştıklarında, yıllarca beraber oldukları kişileri bir kalemde silebilmektedirler. Çünkü bu insanların dostluklarının temeli Allah’ın hoşnutluğu kazanmaya dayanmamaktadır.
Samimi inananlar ise Allah rızası için kardeşlerine karşı sevgilerini, muhabbetlerini, ilgilerini zamanla daha da arttırırlar. Mümin bunu doğal olarak yapar. Çünkü mümin kardeşini Allah’ın bir tecellisi olarak gördüğünden, içinde ona karşı bir koruma, şefkat duyma hissi oluşur. Ve bu his Allah’ın izniyle sonsuza kadar sürer.
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır. (Meryem Suresi, 96)
Rabbimiz verdiği ömürle inananların bedeni güçlerini ve güzelliklerini de arttırır. Zamanla takvası artan bir Müslümanın yüzü de, vücudu da nurlanır. Diğer insanların aksine yaşı olgunda olsa, görünümü dinç ve genç olur. Samimi bir Müslüman Allah’a hizmet için yaşadığından, yine Allah’a hizmet için sağlığına dikkat edecektir. Bu durum bedenine yansıyacaktır. Müminin bu dinçliğinin diğer bir nedeni ise, Allah’a olan sevgisinden kaynaklanan neşesidir. Mümin bu sevgisinden hangi olayla karşılaşırsa karşılaşsın daima Rabbine güvenir, O’na teslim olur. Kaderine kesin inanır. Bu da mümini tevekküllü yapar. Tevekkülde mümini dünyanın tüm sıkıntılarından, stresinden, üzüntülerinden uzak tutan bir nimettir. Bu Rabbimiz’in Kendisi’ne teslim olan kuluna dünyada verdiği bir güzelliktir. Ahirette ise nimetlerine en güzeliyle ödüllendirilecektir.
Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 112)
Okuma: 577