Yaşar EFİLOĞLU’ Akkuşun yetiştirdiği kişiler ile ilgili Vefalılık konusunu bir kez daha dile getirdi.
VEFALILIK
Saygı değer hemşerilerim! Vefa deyince aklınıza ne geliyor bilmem, ama benim aklıma gelenleri aktarmak isterim. Bu gün onuncu serisini kaleme aldığım yazılarımda ısrarla üzerinde durduğum, ısrarla altını çizdiğim benim için çok ama çok ehemmiyet arz eden VEFA kelimesi etrafında yazımı, serzenişimi şekillendirmek istedim. Bende sevgili peygamberimin ifadesiyle‘ insanım-beşerim- fıtri olarak hata yapmaya müsait yapıdayım. Ancak her halükarda hatalarımı yeter ki birileri çıksın hatırlatsın ve beni uyarsın, ona teşekkür eder, minnet duyarım. Öyle ya insanım- daha farklı toplumlarda, daha büyük, telafisi mümkün olmayan hatalar yapabilirim ve beni affetmeyebilirler. İnsanların diğer insanlar yanında yaptığı hatalar bu denli önemliyse, ya yüce yaratıcının yanındaki hatalarının, telafisi olmayanları için, insanların ne yapması gerektiğini bir kez daha düşünmesi gerekmez mi? Halk ve hak kelimelerinin önemi hepimizce malumdur. Halka riayet etmeyen hakka da riayet etmesi beklenmez. Halk- Hakka ulaşmak için bir basamak durumundadır. İşte bunun içindir ki, halka hizmet Hakka hizmet olarak telakki edilmiş, halkın rızası -hakkın rızası sayılmıştır.
Saygı değer dostlar! Bu girişten sonra bölgemizle ilgili meseleleri daha önceki yazılarımda sergilemeye çalıştığım gibi yine sergilemeye devam etmek istiyorum. Evladın atasına vefası-kardeşlerin birbirlerine vefası-büyüğün küçüğüne –küçüğün büyüğüne vefası-komşunun komşuya vefası-vatandaşın devletine- vatanına –bayrağına- sancağına-vefası, vatandaşın mukaddesatına vefası-vatanına milletine vefası- bunların tamamı yaşayan tüm canlılardaki olmazsa olmaz vefa örneklerinden sadece birkaç tanesidir.
Şimdi bizlerin doğup büyümesine, serpilip gelişmesine, bu günlere gelirken ilham kaynağımız olan bölgemize –vatanımıza memleketimize karşı, vefa kelimesin yerine getirilip getirilmediği noktası, bizleri çokça ilgilendiriyor. Geçen son yazımda vefalılığını sergileyen örnek şahsiyetlerden bir ikisini dillendirmiştim ve Akkuş internet sitesindeki göğsümüzü kabartan –AKKUŞ‘un yetiştikleri listesine değinmiştim. Okuyabilenler hatırlayacaktır. Bu yazımda yine unvanını gururla oralara yazdıran, elit ya da kalbur üstü diyebileceğimiz, cennet yurdumuzun, bu güzide bürokrat- siyasetçi-teknokrat hülasayı kelam her kategorideki kültürlü kardeşlerime-hemşerilerime ve dostlarıma, sizlerin lisanıyla EVLATLARINIZA tekrardan sizlerin ağzıyla seslenerek, VEFAYA çağırıyorum. Kendilerine bundan önceki çağrılarımı yineliyorum. Bu listeye ne hikmettir bilinmez kendilerini yazdırmayan bir yığın hemşerilerimi de biliyorum ve hepsine sizin lisanınızla diyorum ki bu vatana çok şeyler borçlusunuz-bu yöreye VEFA borçlusunuz-bu sizlerin olmazsa olmaz vazifelerinizin başında gelmektedir.
Lütfen ama lütfen artık bu borcunuzu ödeme zamanınız geldi ve geçiyor. Bu VEFA borcunuzu ne zaman ödeyeceğinizi doğrusu merak ediyorum. Tüm imkanlar şu an elimizde, eğer bizler bu borcumuzu bu gün ödemezsek, biliniz ki gelecek nesiller bizden mahşerde hesap soracak, bizlerin bu günlere gelmemizin yolunu açan ecdadımızda yine mahşeri vicdanda yakamıza yapışacak. Lütfen evet bir kez daha Lütfen demek istiyorum, ki artık AKKUŞA- SALMANA- Ve diğer iç kesime dönün bir bakın, yaşadığınız şimdiki cafcaflı –şatafatlı hayata sizleri görev sorumluluğu ile dönmek istemediğiniz güzelim harika –cennet yurdumuz – fevkalade güzelliklerin sahibi AKKUŞUMUZ –AKPINARIMIZ-ÇAYIRALANIMIZ-SALMANIMIZ- SEFERLİ MİZ- KIZIL ELMA- Ve diğerleri hazırladı. O cennet köşesi memleketimizin muzdarip insanları hazırladı. Bir fincan kahve ikram edene teşekkür ederiz, ya halkımıza, teşekkür borcumuz yok mu? Sanırım bu hakikati anlayacak erdeme sahipsiniz. Bizler Devletimizin muhtelif kademelerinde, muhteşem hayat tarzlarıyla hayatımızı idame ettirirken, eli öpülesi ta allü katımız, analarımız-babalarımız- hülasa büyüklerimiz ve geride kalan yaşça küçüklerimiz onlar bizim birer parçalarımız değimli? onlar bize şu anki hayatı sadece kendilerimizi kurtaralım diye mi sundular?
Kıymetli dostlar! Unutmayalım ki, onlara çok şeyler borçluyuz. Unutmayalım ki doğduğumuz-büyüdüğümüz mahallemize-köyümüze-beldemize-ilçemize- hatta ilimize karşı VEFA borçluyuz. Ülkemize VEFA borçluyuz. Artık bu borcumuzu lütfen ödeyelim. Borçlar halka ve hakka ödendikçe tükenir, borçlarımızı ödedikçe huzura kavuşuruz. Artık zaman bu zamandır hatırlatmak ta bir vefa borcudur, diyor, saygılar sunuyorum, her şey gönlünüzce olsun diyor, hepimizi ilçemiz-beldelerimiz-köylerimiz-mahallelerimiz için bu kutsal göreve davetimi yeniliyorum. VEFA- VEFA- VEFA diyorum.
Yaşar EFİLOĞLU
Yasar_efiloglu@hotmail.com
Ahhh….!
Duyunca adını yüreğine bir sıcak kan dolu verir,gözlerine yaş yürür göz pınarlarından sonra dilinden istemsiz bir ifade olarak çıkıverir bu sözcük.Sanırım bu sözcük, vefa duygusunun yani Akkuş ismi zikredildiğinde duyanların ifadesidir.Bir çok Akkuş’lunun hissettiği bir duygudur.Ancak Akkuş için bu duyguyu duyanların duyumsamaktan öte yapmları gereken bir çok şeyi var.Ama merak etmeyin zamanıda var,henüz şartlar Akkuş için olgunlaşmış değil.Şimdilik yerel yönetimlerin yaptıklarıyla yetinmek durumunda.Ancak şapkayı duvardan öte fırlatacak cesarete sahip vefalılarını beklemek durumunda.
syn yaşar efiloğlunun her kelimesinde bahsetmiş olduğu vefa anlatımını sonuna kadar desteklemekteyiz. çünkü dünyayı çıkarcılığa dönüştürenlere artık dur diyecek birileri var görevini yapmayanlara karşı sorumluluklarını bildirenler var. Sizden beklenen sadece bu çağrılara cevaplamanızdır. yazılarınızın devamı ve başarısı ile …