23 Aralık 2024 Pts

NİMETLERİN İÇİNDE MUTSUZLUĞU YAŞAMAK

Sonsuz ikram sahibi Yüce Allah, yeryüzünü tüm insanların nefislerinin hoşuna gideceği şekilde yaratmıştır. Rabbimiz, yarattığı bu güzel nimetleri, insanların yaşadıkları ömürleri süresince diledikleri gibi kullanmalarına müsaade etmiştir. Aynı zamanda Allah, nimetlerine şükreden kullarına arttırmalarda bulunacağını haber vermiştir. Allah’ın yarattığı ve insanların hizmetine sunduğu, her biri ayrı güzel olan bu nimetler, helale uygun olmayan şekilde kullananlar için ise birer azaba dönüşecektir.

"Size her istediğiniz şeyi verdi.

Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışırsanız,

onu sayıp-bitirmeye güç yetiremezsiniz.

Gerçek şu ki,

insan pek zalimdir, pek nankördür." (İbrahim Suresi, 32-34)

Bu, Yüce Allah’ın sonsuz adaletinin bir göstergesidir. Allah dünyamızı ve imtihan ortamını bir hikmet üzere yaratmıştır. Sürekli olarak insanlara doğru yola ulaşmaları için yeni fırsatlar sunmuş ve imanın güzelliğini yaşayabilmeleri için olanaklar sağlamıştır.

Bunun yanında, İslam ahlakından uzak yaşayan insanlar için sunulmuş olan yeryüzünün karanlık, huzursuz ve mutsuz yüzü gözler önündedir. Bazı insanların verilen sayısız nimete rağmen bir türlü mutlu olamamalarının nedeni, şükürsüz olmaları ve hep daha fazlasına sahip olabilmek için nefislerinin istediği gibi bir hayat sürmeleridir. Aslında Rabbimiz bazı insanların bu mutsuzluğunu yine rahmetinden dolayı yaratmaktadır. Çünkü mutsuzluk, azap ve diğer sıkıntılar, Allah’ın insanlara bir uyarısıdır. İnsan bu uyarılara kulak verdiği taktirde Allah’ın izni ile doğruyu bulabilir.

Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artık onun için sıkıntılı bir geçim vardır ve Biz onu kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz. (Taha Suresi, 124)

Allah’ın Kuran’da verdiği bu sırrın farkında olan müminler, nankör olmanın zararını ve iman etmenin, Allah’a teslim olmanın konforunu çok iyi ayırt edebilirler. Böylece hem yeryüzünde çok rahat, huzurlu, Allah’ın verdiği nimetlerden büyük haz duyan bir yaşam sürerler, hem de ahiret hayatında inkar edenlerin karşılaşacakları azaptan kurtulmuş olurlar.

Mine ÇAKIR İmani zafiyet yaşayan insanlar, doğruyu yanlıştan ayırabilme yönünden zayıf oldukları için, yaşadıkları sıkıntılı hayatın bir türlü imani eksiklikten kaynaklığını anlamak istemezler. Gerçek neşeyi, huzuru ve sevinci yaşayabildiklerini zannederler. Hayatta sürekli mutlu ve neşeli olmanın mümkün olamayacağını düşünürler. Bu yüzden kendi yaşantılarını yadırgamazlar.

İnsan samimi olarak yaşantısını düşündüğünde, ne kadar monoton, neşesiz, cansız bir hayat sürdüğünün farkına varacaktır. Bir insanın tüm nimetler hizmetine verilmiş olmasına rağmen mutsuz olması normal bir durum değildir. Elbette her insan eşit düzeyde nimetlerden faydalanmamaktadır. Ancak Allah’a teslim olan bir kul için her nimet büyük haz vericidir. Zaten inanan insan, Allah’ın rızasını ve cennette onu bekleyen büyük mülkü hedefleyerek yaşayan insandır.

Sonuç olarak; yeryüzündeki tüm nimetler yalnızca Allah’ın rızasının en fazlasını kazanmak için kullanıldığında büyük bir zevke dönüşür. Aksi taktirde dünyanın en güzel nimetleri dahi insan için bir şey ifade etmeyecektir. Nimetleri dünyada çılgınca biriktirip, Allah’ın rızasını kazanmak için kullanmayanların durumu bir Kuran ayetinde şöyle haber verilmiştir:

Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) "İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın" (denilecek). (Tevbe Suresi, 35)

Mine ÇAKIR

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar