21 Aralık 2024 Cts

NEREYE GİDİYORUZ?

Mehmet GÜMÜŞ'ün Sitemize Gönderdiği Haberi Sizlerle Paylaşmak İstedik

Son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ramazan  Beyhan aşağıdaki açıklamayı yapmıştır. 03.01.2008
NEREYE GİDİYORUZ?
          – Kocaeli merkezde tarihi bir cami kundaklanıyor, Kur’an-ı Kerim yırtılıyor, İslam dinine ve kutsallarına hakaret ediliyor.
          – İstanbul’da ve bazı illerde gece ve hatta akşamın ilk saatlerinde otomobiller, toplu taşım araçları  kundaklanıyor, yakılıyor. Yangın ihbarı yapılıyor, yangına müdahale için gelen itfaiye aracı kundaklanıyor.
           — Hastanelerde sağlık hizmeti sunmakla yükümlü doktorlar insanları niteliklerine göre kategorize edip bazılarına sağlık hizmeti verirken, ötekilere(!)  “yobazsınız, sizi tedaviyi reddediyorum” diye haykırabiliyor.
          — Güpegündüz İstanbul’un göbeğinde bir hastanede hizmet veren doktor, silahlı saldırıya uğruyor ve yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veriyor. 
          — 2007 yılı boyunca Ege Denizi’nde meydana gelen kazalarında 82 sığınmacı ölüyor, 102 kişi ise hala kayıp. Mültecilerle ilgili mevzuatın yetersizliği -Mültecilerle ilgili mevzuatın Türkiye’nin de taraf olduğu uluslar arası sözleşmelere ve insan onuruna uygun bir şekilde acilen  düzenlenmesi ve etkin bir şekilde işletilmesi gerekmektedir- bu sorunun kangrenleşmesine sebep oluyor. Bir takım yönetmeliklerle ve insan  onuruna aykırı uygulamalarla soruna çözüm değil çözümsüzlük üretiliyor.
            Bütün bunlar toplumu derinden sarsıyor. İnsanlar diken üstünde ve yaşanan hak ihlalleri topluma yavaş yavaş kanıksatılıyor. Sanki birileri toplum huzur ve barışının ipini çekerek insanları gerilime sevk ediyor.
          Vatandaşın can ve mal güvenliği, inanç özgürlüğünü, huzur ve sükûneti korumakla yükümlü olanlar bu olaylar karşısında ne yapıyorlar, ne düşünüyorlar merak etmekteyiz.
          Yaşanan son olaylar genel olarak değerlendirildiğinde toplumsal psikolojinin ve sosyal yapının ciddi zedelenmelere uğradığı aşikardır. Sosyal hukuk devletinde yaşayan insanların rahat ve huzurunun temini devlet tarafından güvence altındadır.
          Ayrıca devlet yaşam ve mülkiyet hakkıyla beraber din ve inanç özgürlüğünün de birincil korumasıdır. 
          İlgili devlet birimleri yaşanılan sosyolojik hadiselere yeterince eğilmeli, sebepler araştırılmalı ve kalıcı çözümler ortaya konulmalıdır. Hadiselere yalnızca seyirci tribününden çözüm bulunması imkân dâhilinde değildir.
          Basit bir trafik kazasında bile kazanın sebepleri, yol durumu, sürücü kusuru, hava durumu, takip mesafesi, alkol durumu vs. araştırılıp netice ilgili taraflarca öğrenilirken ve benzeri kazalar meydana gelmesin diye tedbir alınırken toplumun yaptığı kaza(!) hafife alınmamalı,  bütün bir ülkeyi ilgilendirdiği gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
          Sadece faillerin yakalanıp yargıya teslim etmek ile yetkililerin sorumlulukları  bitmemektedir, bitmemelidir.  Olayları hazırlayan sebepler değerlendirilmeli, ona göre önlem almalıdır. Yaşanan olaylarda zarar gören kişilerin maddi-manevi zararlarının karşılanması noktasında ivedilikle harekete geçilmelidir. Vatandaş yaşanan olayların sonuçlarıyla baş başa bırakılmamalıdır.
          Yaşananlar karşısında insanlarımızı, bu tür provakasyonlara prim vermemeye ve haklarına sahip çıkarak sorumlu davranmaya, yetkilileri de gereği konusunda göreve davet ediyoruz.

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar