Mine ÇAKIR'ın Kaleme Aldığı Yazıda; Allah Sevgisini Anlatılıyor.
İMTİHANLA ORTAYA ÇIKAN BİR AHLAK
Bütün yaşamı boyunca güzel ahlakı ve Allah’a bağlılığı ile insanlar için örnek teşkil eden sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), müminlere tek dostlarının ve velilerinin Yüce Allah, olduğunu tebliğ etmiştir.
Dünyada insanların sahip oldukları bütün imkânları yaratan, sonsuz merhamet ve lütuf sahibi olan Yüce Allah’tır. Allah’a iman eden bir kişi Allah’ın nimetlerinin mutlaka farkına varmaktadır. İşte bu sebeple karşılaştığı her güzellik, her nimet ve imkân karşısında Allah’a olan şükrü artar. Allah’ı her şeyden ve herkesten çok sever.
Müminler için dünya hayatının sonunda Allah’ın rızasını kazanmış olabilmek her şeyden üstündür. Her türlü nimetin verdiği hazdan, her türlü sevinçten daha üstündür. Karşılaştığı durum ne olursa olsun, Allah’a olan bağlılığında ve sevgisinde bir azalma olmaz. Allah’a karşı yanlış bir davranışta bulunmaktan ve rızasını kaybetmekten şiddetle korkar. Bu özelliklere sahip olan müminler Kuran’da "Rablerine kalpleri tatmin bulmuş olarak bağlanan kimseler" (Hud Suresi, 23) olarak anılmaktadır.
İman edenlerin sahip oldukları Allah korkusu ve sadakatleri, dünya hayatında sürekli olarak O’nun rızasını kazanmak için çalışmalarına vesile olur. Güzel ahlakta süreklilik kazanırlar. Ömür boyu ahlaklarını mükemmelleştirmek için çaba verirler. Yüce Allah, salih amellerde ve güzel ahlakta süreklilik göstermenin iman edenleri cennete kavuşturacağını müjdelemiştir.
Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır. (Kehf Suresi, 46)
Müminlerin sadakatleri arttıkça, Allah’a olan teslimiyetleri, sevgileri ve korkuları da güçlenerek artar.
Rabbimiz kullarından hangilerinin Kendisi’ne sadık kalacağını ortaya çıkarmak için imtihan eder. Bu imtihanla birlikte kalbinde hastalık olanlar, müminlerin arasına fitne sokmak isteyenler açığa çıkar. Bu yüzden sadakat, Allah’a olan bağlılığın en önemli göstergelerindendir. Kalbinde hastalık olanlar, imtihana tabi olduklarında, Allah’ın dininden yüz çevirir, hatta bazıları inkârcılarla iş birliği dahi yapar. Oysa Müslüman her an, her şartta Rabbine sadık kalandır.
Yoksa kalplerinde hastalık bulunanlar, Allah'ın kinlerini hiç (ortaya) çıkarmayacağını mı sandılar? (Muhammed Suresi, 29)
İnsan Rabbine sadık olursa, sevdiği insanlara karşı da sadık olur. Böylece insanlar arasında sevgi, güven ve muhabbet güçlenir. Her şeyini Allah’ın yoluna adamış bir müminin kimseye zarar vermeyeceği açıktır. Dünyadan bir menfaati olmayan kişinin hedefi ise, Allah’ın rızası ve tüm insanların kurtuluşudur. Bu yüzden mümin güvenilir insandır. Allah’a sadık olan bir mümin, yaşadığı topluma da en faydalı insan olmak için çabalar. Dünyada yaşanan sorunlara çözümler üretmeye çalışır ve uygular. Rabbimiz bir ayetinde sadık olan kullarını şöyle övmüştür:
Mü'min olanlar, ancak o kimselerdir ki, onlar, Allah'a ve Resûlü’ne iman ettiler, sonra hiçbir kuşkuya kapılmadan Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücadele ettiler. İşte onlar, sadık (doğru) olanların ta kendileridir. (Hucurat Suresi, 15)
Mine ÇAKIR
