Biz geçmişi bıraksak, geçmiş bizi bırakacak mı?
GEÇMİŞE ÖZLEM
Bu günü yaşamak, şu anı yaşamak, aynı anda her şeyleri paylaşmak ve yarınlar için hayaller kurup, güzel düşler kurmak için uykulara dalmak.
İyide sadece bugünü yaşamak, sadece anı yaşayıp, bu günün değerlerini bilip, yarınlar için ümit etmek hep beklemek, hep beklemek niye?
Elimizle dokunup, gözümüzle görmediğimiz, hatta yüreğimizin bir köşesinde hissedip, heyecandan dolup taşmadığımız neyi bekliyoruz.
Beklediğimiz şeyi biliyor muyuz?
Bilmeden yaşayabiliyor muyuz?
Belki de hiç göremeyeceğimiz, yaşama şansımızın olup olmadığını bilmediğimiz bir günü beklemek, yarınlar için ümit bağlamak, sanki bize o günü yaşatacak YARADAN’DAN izin almış gibi, o gün bizim hakkımız gibi beklemek niye. Bir saniye sonra, bir nefes daha alabileceğimizin garantisi var mı?
Yazık değimli su gibi akıp giden ömrümüze, bir anlık gülüş, bir tatlı söz, peri masalı bir gelecek için bilmediğimiz yarınlar için beklememize
Yazık değil mi?
İnsan sadece bugünümü yaşamalı? Geçmişte yaşanılanların değerlerini silip atmak kolay mı?
Biz geçmişi bıraksak, geçmiş bizi bırakacak mı?
Geçmişi olmayanın, geleceği olabilir mi?
İnsan sadece yarınlar için mi hayal kurmalı?
İnsanlar sadece gelecekte ne olacağını bilmediği yarınlar içini ümit bağlamalı?
Ya geçmiş, ömrümüzün geçmişte kalan kısmı. Orda yaşadığımız iyi kötü bizi bu güne getiren ve gelecek için her gün bir adım daha yaklaştığımız geçmiş.
Onu yaşamak, onu özlemek, ondan kalan yüreğimizdeki o güzel anıları tekrar düşünüp hayal edip yeniden yaşamak istemek. Yeniden o günlere dönmek istemek, Yeniden yaşanılanları bulup kavuşmak istemek her şeyden öte o günlerde kalanları çok ama çok özlemek, onları bir an olsun görebilmek, ellerinden tutup gözlerinin içine bakabilmek, hele hele son bir kez daha sımsıkı sarılıp koklayabilmeyi istemek.
Geçmişte kalan geçmişe özlem duymak, bir iç çekip, bir ahhh çekip o günlerden birine ansızın konuvermek. Geçmişte kalan o güzel anılardan bir an olsun tekrar yaşayabilmek için şu anki ömründen ya da gelecek eğer yaradan kısmet etmişse gelecek ömründen bir gün verip, geçmişte kalan bir günü tekrar yaşamak istemek suç mu?
Hele hele çok sevdiğin bir insan geçmişte kalmış ve siz onu çok ama çok özlüyor şu an ya da gelecekte hayal ettiğiniz ömrünüzde göremeyeceğinizi biliyor iseniz, bir an olsun ömrünüzden bir gün verip, hasretini duyduğunuz o yarene son bir kez olsun kavuşmak istemezmisiniz?
Ben isterdim. Hem de çok isterdim. Hem de delicesine isterdim. Hem de ömrümdün bir günümü verip, geçmişten bir gün çalmak ve doyasıya yaşamak için delicesine isterdim.
Keşke keşke şunu da yapabilseydim dediğim, şu anıda yaşayabilseydim, şu özlemimi doya doya paylaşabilseydim dediğim her anı yaşamak isterdim.
Son bir kez, doya doya sarılamadığım sevdiğime, kırmaktan korktuğum için koklamaktan korktuğum gülüme, hayatın baharında solup giden gençliğine doyamadığım erime, aşkının en doruk noktasında hasret ateşiyle yandığım eşime son bir kez, son bir kez seni çok ama çok sevdim diyebilmeyi çok isterdim.
Yalnızlık bitmek bilmez karanlık bir gece, sensizlik, üşürken yanmak gecenin sessizliğinde diyebilmek ve elimi son kez uzattığımda onu tutacak bir canın varlığını yaşayabilmek yeniden ve son bir kez geceleri karanlığı aydınlatan yıldızlara sığınarak değil sevdiğimle sarılarak yatmak isterdim.
Beni geçmişte bekleyen sevdiğime bak emanetlerini büyüttüm, onları gözümden esirgedim, canımdan çok sevdim, senin geleceğini onlara adadım, onurlu iki genç olarak, gelinlik giymeye hazır genç bir kız, damatlık bir delikanlı getirdim. Bunlar senin geleceğin, soyun soy ağacın çınar ağacının dalları demeyi çok isterdim.
İşte bu yüzden, bir gün olsun, bir gecelik olsun geçmişe, geçmişte yaşadığım acı tatlı günlerden birine dönüp son bir kez kuzularımla birlikte yıkılan yuvamızın çatısını son bir kez görüp, evin direğinin hala onurla, gururla ayakta olduğunu göstermek isterdim.
Bu günlerin gelmeyeceğini, geçmişin her anın her geçen günün geçmişte kalacağını bildiğim halde, ne zaman canım çok yansa, ne zaman tutunacak bir dal, sığınacak bir liman, sımsıkı sarılacak bir sevene ihtiyacım olduğunda geçmişte yaşadığım aşk dolu sevgi dolu günleri hayal ederim.
Gece olup ta, ışıklar bir bir sönüp, insanlar sevdiklerine koyun koyuna kavuşunca, kendimi dört duvar arasında anılarımla, kendi kendimi kendimle, kendimin yaşadığı odama benim gerçek dünyama kapatır, bugünde yaşayamadığım, özlemini duyduğum sevgiye, sevgiliye, başımı omzuna koyacağım gerçek bir dostun hasretini yaşarım.
Gece karanlığa bürünüpte, yıldızlar sevgilileriyle buluşup dans etmeye başladıklarında, başımı pencereye dayar, onlar gibi olmayı hayal eder, yalnızlığımdan kurtulup, geçmişe dalar sevdiğimle buluşmuş gibi hayal eder dalar gider gözlerim.
Kim bilir belki de, bu gün arayıp ta bulamadığım gerçek bir sevginin hasretini yaşamamdır.
Kim bilir belki de, canım acıdığında, elim kanadığında dur öpeyim de geçsin diyecek bir koruyucum, olmadığındandır.
Kim bilir belki de, onurluca geçirdiğim ömrümde, bir kadın olarak onurlu bir erkeğin yanımda olup, işte bu benim kadınım diyecek onurlandıracak bir erin olmadığındandır.
İşte bu yüzdendir, geçmişe özlem duymam ve o günlerden bir günü yaşamak istemem.
İşte bu yüzdendi, bir gün olsun geçmişte yaşadığım sevgi dolu günleri doyasıya hayalde olsa bu günlerden bir gün yaşamak istemem.
İşte bu yüzdendir, geçmiş geçmişte olsa nedendir bilmem bir türlü geçmişte bırakamam ve hala o günlere asla dönemeyeceğim geçmişime, geçmişte yaşadıklarıma hatta yaşayamadıklarıma o günlerin özlemini duyman ve belki bir gün bir gün diye beklemem.
Kim bilir, belki bir gün gelir, geçmiş geçmişte kalır ve geçmişi geçmişte bırakan özlenilen günler gelip buluverir beni.
Kim bilir…………!
GEÇMİŞ BENİMLE SEN BENİMLESİN
GEÇMİŞİ VE SENİ ASLA UNUTMAYACAGIM……………….!
FATMA SAYILIR
Umarım dilekleriniz kabul olur
Teşekkür ederim. Sevgili ŞENSOY
Geçmişle bu günlere gelmiş olsaydık, hayat zindana dönerdi.
Derlerla zaman öyle bir ilaçki, geçmişi alıp gönlünüzün en güzel köşesinde bir yerlerde saklıyor.
Ne zamanki canınız yansa, ne zamanki geçmişte yaşanılan bir anıya özlem duysanız hemen ordan başını gösteriveriyor.
Bende geçmişi geçmişte çok geçte olsa bırakıp gönlümün bir köşesine kitledim.
Umarım sizinde dediğiniz gibi İkbaldeki günler buluverir beni.
Tabiki sizler gibi dostlarında dualarıyla.
Güzel yorumlarınız ve dilekleriniz için Teşekkür eder saygılar sunarım.
FATMA SAYILIR
Geçmişi sakın anma, gelecekten feryat etme, hoş geçir gününü halini berbat etme diye bir söz kalmış kulağımda. Ama geçmişin her kilometre taşında tırnaklarımızla yazarak bıraktığımız acı tatlı anılar bizi hep takip edecek. Ancak, anılar takip ediyor diye hep o günler ile yaşamakta hayat lezzetlerini tuza çevirecektir. Umarım en sevdiğiniz haz ve tatlar ile dolu bir dünyayı yakalar ve geçmişi gölgelere hapsedersiniz. Geçmişteki günler değil, ikbaldeki günler buluverir dilerim…
kaleminize sağlık. Güzel duygular…
Üstüne söylenecek bir konu yok. güzel yazmışsınız.
Gerçekten ne güzel yazmışsınız elinize sağlık