21 Kasım 2024 Per

Ey Ruh, Şubat Dersem 28 Kere Vur!-2

Bizi bizle konuşturmuyorlar ki? Hep birileri bizim adımıza (yalan-yanlış, doğru-eksik) konuşi..

 

EY RUH, ŞUBAT DERSEM 28 KERE VUR!-2

 

     S.bey: Şefo dayi, iktidar partisi hiçbir şey yapmadı diyorlar 8 senedir bölgede?

 

     Ş.D.: Olur mu? Güneydoğuda yüzlerce köye su getirildi, elektrik getirildi. Mesela Van’ın 160, Diyarbakır’ın 200 küsur köyü suyu ilk defa gördü. Diyarbakır, Batman, Van’a Organize Sanayi bölgeleri açıldı. Teşvikler verildi, 200’den fazla fabrika açıldı. Tabii bu Özal dönemi teşvikleri gibi değil, işi yapacam diyene değil, parayı çıkarıp yatırımı başlatana..Yüzlerce köye yol yapıldı, asfalt yapıldı, bazı illerin neredeyse bütün köy yolları asfalt! Bütün illere olduğu gibi buradaki illere de Üniversiteler açıldı, mesela Hakkari üniversitesinin rektörü Oxford mezunu..Havaalanları işlek hale getirildi, Urfa-Antep otobanı tamamlandı. Bölünmüş yüzlerce kilometrelik yollar yapıldı. Kapanan yüzlerce köy okulu yeniden açıldı, kapatılan yüzlerce köye yeniden geri dönüş sağlandı, terörden zarar görmüş ailelere tazminat ödendi.

 

  S.bey: Yahu böyle kırsal hizmet Karadeniz bölgesinde yok, mesela bizim Ordu’nun yukarı kesimlerinde mesela Akkuş’ta, Aybastı’da, Mesudiye’de neredeyse hiç asfalt köy yolu yok!

 

    Ş.D.:Keşki olsun begim, neye istemiyem, Mardin benim yurdum da Ordu benim vatanım degil mi?

 

    Tolga: Siz böyle konuşun AKP, güneydoğuya hizmet eder tabii çünkü Kürt devleti kuracak! BDP ile anlaştı, Amerika ile anlaştı!

 

    Ş.D.: Güzel yegenim, yok böyle bir şey, hem elinde ispatın vor mi? Yok!.. neye göre konişisen? Hayalinden uydurmayın! Bak aslında Kürt sorunu bana göre Kürtçe sorunudur! Bugün devlet bu sorunu çözmek istiyorsa bunun üçayağı vardır, fakat en önemlisi Kürtçe üzerinde bütün baskıları kaldırmaktır! İşte baskılar kalktı aslında mesela Kürtçe kurslara izin verildi, Kürtçe Devlet ve Özel Televizyon kuruldu, basın-yayın serbest oldu, hatta Mardin Artuklu Üniversitesi yaşayan diller enstitüsü kurarak, burada Kürtçe bölümü oluşturdu fakat..

 

    Tolga: İşte devleti AKP böyle bölecek, adım adım haklar vererek, yarın bakalım ne haklar verecek?

 

    Ş.D.:Bunlar devleti bölmez, bunlar siyasi haklar değildir, bunlar halkı rahatlattı, devlet yeniden güven oluşmaya başladı..BARIŞ İÇİN UMUT DOĞDU, bölge de ilk defa halkta bu sorunun artık çözüleceği yönünde güçlü bir beklenti oluştu. Fakat yapılanlar yeterli değil, eğer birkaç adım daha atılırsa, bu ülkede yaklaşık 20 milyon insan anayasa tarafından kimliği güvence altına alınırsa, kültürel haklarını özgürce yaşar ve kendini rahatça ifade edebilirse niçin Kürtler artık kendilerini bu ülkenin onurlu bir vatandaşı olarak görüp-yaşamaya devam etmesinler? Bu ülkede bu halkın niçin gençleri dağa çıksın, niye kan-gözyaşı aksın? Niye ayrılmayı düşünsün?

 

    Tolga: Ne hakkından söz ediyorsun sen dayı? Seninle ben aynı haklara sahip değil miyiz? Bu ülkede Kürt kökenli iki cumhurbaşkanı (İsmet paşa ve annesi Kürt kökenli olan Özal)  ve onlarca siyasetçiler çıkmadı mı? Bu haklar ülkeyi böler!

 

    Ş.D.:Yegen, kağıt üzerinde aynı haklara sahibiz, fakat sen bu ülkede olanları-gerçekleri hiç görmedin yada duymadın! Ben kendimi-kimliğimi saklarsam eşitim, fakat Kürt olduğumu ifade ederek söze başlarsam sorunlar başlıyor, dilim bir dönem sokakta bile yasaklanmış,  kültürüm itilmiş, Kürt ‘’dağlarda karlı yerde yaşayıp, KART KURT diye ses çıkaran’’ kişilerdir denmiş, senin Milli Şefin güya İnönü savaşlarının kahramanı kendiside Kürt olan İsmet Paşa döneminde Malatya’da bir mahkemede 1940’larda Türkçe bilmiyor diye 7 kişi idam edilmiş, Van’da basit bir suçtan 33 kişi idam edilmiş, bu haksız idam 33 kurşun diye Ahmet Arif ‘in meşhur şiirini yazmasına sebep olmuş..aç yakın tarih kitaplarını oku!  Fakat bu idamcı paşa (soy ismi Muğlalı) Menderes döneminde hapis cezası almasına rağmen, 2006 yılında Van halkının gözünün içine bakılarak, G.K. Başkanlığınca Van’da adı bir kışlaya verildi. Kültürümü ve dilimi yaşamamın, öğrenmemin önünde birçok engel var, biz bunlar kalksın-mesele bitsin istiyoruz! Yoksa SİYASİ Hak’ların verilmesini isteyen örgüttür, halkın çoğu değil! Mesela Almanya’da, Bulgaristan’da, Yunanistan’da Türklerin eğitimi ve Türkçe öğretilmesinin önünde engeller konulunca nasıl ayağa kalktık, fakat aynı durumda aynı hakları neden kendi öz halkımızdan esirgiyoruz?

 

   S.bey: Peki bu açılım konusunda ne diyorsun? Habur sınır kapısında karşılamaya ne diyorsun?

 

   Ş.D.:O bir rezaletti fakat hükümetin iyi niyeti suiistimal edildi. Hem zaten bu örgüt’ü içeriden ve dışarıdan kimlerin kurduğu belli değil mi? Kürtlerin bağrından çıkmış bir örgüt değil ki, bakın PKK militanları dağda numaradan namaz kılıyorlar, dinle dalga geçiyorlar, aralarında bir araştırma yapılıyor ve çoğunun en sevdiği manevi lider putperest bir din önderi Zerdüşt çıkıyor, hatta ondan sonra Hz.İsa, Mani inancının kurucusu Mani filan geliyor, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed gerilerde kalıyor. İşte örgütün iç yüzü bu!

 

Ş.bey:Açılım demiştim Şefo dayı?..

 

Ş.D.: Açılımı destekliyoruz amma ne olduğu belli değil’ki begim! Mesela Sayın Başbakan Kürtçe seçmeli derse karşı, bazen o’da statükoyu savunuyor, geçende bu genç gibi ‘’aynı haklara sahibiz’’ deyiverdi, o zaman sen ne açılımı yapacaksın? Hem ne zaman yapacaksın bu açılımı? Niçin geciktiriyorsun? Fakat Sayın Başbakan bir beklenti oluşturdu, şimdi bunları heba etmemeli, aynı zamanda gecikmemeli çünkü örgüt açılımdan müthiş rahatsız! Tıpkı Ergenekoncular ve ana muhalefet iki parti gibi. Demek ki yapılmak istenenler doğru ve gerekli! Çünkü adam gibi bir açılımsa sorunu çözecek, bunlara iş bırakmıyacak ellerinden ekmeklerini alacak! PKK artık halka bakın TC size böyle yapıyor diyemeyecek!

 

  Tolga:Valla dayı sen iyi niyetli birisin…

 

  Ş.D.:Bravo yegen, aferin oglum yov senin dilinden bal döküli!..Sen ne kadar insanoglu insan mışsın bölge yov! Honi arkadaşlar alkış..Ha sen Kürt sorunu çözülsün diye derdin yok, sen Kürtten nefret ediyorsun, o zaman benim sana yapacağım bir şey yok yavrım! Allah kalibine merhemet versin. Öbür taraftan Kürtlerde böyle düşünürse bu ülke ne olur heç düşündün mü? Peki sende hiç vicdan, insaf, izan yok mu? Biz bu ülkede 950 senedir beraber yaşamıyor uyuz? Daha dün Çanakkale’de, Irak’ta, Balkan harplerinde, İstiklal harbinde ve Doğuda Ermenilere karşı omuz omuza çarpışmadık mı? Osmanlıyı beraber taşımadık mı? Hiç duydun mu sen bugün Güneydoğuda yaşayan binlerce Türk aileye bir şey yapıldığını? Hani hep söylediğiniz milli birlik ve bütünlük? Senin şimdi Hitlerden bir farkın vor mi?

 

 Tolga: Ahh ben var ya, Güneydoğuda bir Kaymakam olacam var ya…

 

 Ş.D.:Aferin oglum, sen bu kafayla anca..Tövbe Yarabbim! Senin dediğin gibi bir Savcı varda hani şu internete ses kaydı düşmüş olan, Başbakana ana avrat söven kişi. Hâlbuki öyle ne savcılar, kaymakamlar, valiler geçti oradan! Ne oldu, ne değişti? Bölge halkının problemini mi çözdüler, yoksa yarayı daha da mı azdırdılar? Sevgi mi ektiler, nefret mi biçtiler? Bak yovrım, bu yöntem 27 senedir deneni, ne oli-ne değişi? İçinde insana deger vermeyen, sevgi-barış-kardeşlik niyeti olmayan her proje ancak Türk ve Kürt arasındaki nefreti daha da bir körükleyecek ve tarihin çöp tenekesini şişirmekten gayli bir şeye yaramıyacaktır.  Hem beni kovarsan ben de seni kovarsam sonra iç savaş, binlerce insan ölecek, yine kan ve gözyaşı, Türkiye yeni Irak olacak-Afganistan olacak, rahatın huzurun kaçacak, ister misin bunları? Hem bunca asker boşuna mı can verdi?

 

 Tolga:..Tamam ama bak Hakkari ne hale gelmiş! Zamanla diğerlerinin öyle olmayacağı ne malum? Hem biz artık Türk-Kürt bir arada nasıl yaşayacağız?

 

 Ş.D.:Hakkari bu konuda tek örnek fakat çözülemeyecek bir yer değil! Meselenin bir ayağı da terördür. Devlet bu işi bu tip askerle çözemez, bak bunu ben yaşli bir Kürt olarak söylüyorum. 20 Yaşındaki şehirde büyümüş genci alıp dağa süremezsin, o askerin ayağı titrer. Çünkü o dağları ancak resimlerde ve filmlerde görmiştir. Fakat o dağlarda eğitim görmüş, gerilla harbini bilen, eğitimli en az 25 yaşında özel asker profesyonel asker yetiştir, hep dağlarda yaşasın, maaşını da iyi ver, sosyal imkânlar ver, bak bakalım ne oluyor?

 

  Türk ve Kürt inşallah kıyamete kadar birlikte yaşayacağız. Bu konuda üç örnek vereyim:Mardin, Urfa, Antakya..Bu üç şehirde bilhassa benim memleketim Mardin’de Kürt-Arap-Türk-Süryani bir arada yüzyıllardır yaşar! Yıllarca yapılan Türkçü politikalar, OHAL’ler ve terör bu halkın arasını bozmamıştır. Müslüman Camiye gider, Hristyan Kiliseye ve Manastıra gider, Yahudi Havra’ya (sinagog) gider, kimse rahatsız olmaz, sokakta 4-5 dil konuşulur, kimse gocunmaz, her dilden yayın vardır, kimse bundan kıllanmaz, şimdi bunu Mardin başarıyor da bütün neden Türkiye başarmasın? Amma bu bazı parti liderlerinin kışkırtıcı konuşmaları, bazı medyanın bölücü ve ayrımcı yayınları, yanlış yaklaşımları olursa tabii ülke içinde halkta birbirine karşı nefret doğacaktır. Fakat önümüzde saygının ve sevginin yaşadığı bir Mardin şehri örneği var! Hiç bir zaman PKK Mardin merkeze hâkim olamamış!

 

  Hem bunun dışında dini sivil toplum kuruluşlarının yaptığı güzel faaliyetler var, mesela Yurtlar, Dershaneler, fakir öğrenciler için burslar ve okuma salonları açıyorlar, Kurbanlarını bölgede kesiyorlar, mesel sadece bir grup bir sene de 30-40 bin kurban kesiyor, et bilmeyen gariban gurebaya dağıtıyor, az bir şey mi bu?  Bunu diğer bölgelerden Türk kardeşlerimiz yolluyor.

 

  S.bey: Ben de öyle düşünüyorum, Şefo dayı! Fakat Ergenekoncular ve onların savunucuları kısmen amaca ulaştılar, Ege ve Akdeniz’de, Karadeniz’de bazı şehirlerde Dindarlar ve Kürt’lere karşı nefret doğurdular. Sadece kendileri gibi düşünen ve Türk olan Laik-içki içen-onun okuduğu gazeteyi okuyan-onun okuduğu televizyonu izleyen, onun partisine oy veren insanları istiyorlar, başka renklere karşılar! Aslında bu komünist anlayış (sızlık) ‘tır, yani tek tip elbise, tek tip adam, tek tip düşünce ….ee sonra gel ben demokratım de! Yesinler senin gibi demokratı! Peki Avrupa nasıl; çoktan çoğulcu demokrasiye geçmiş ve çok çeşitli milletten insanın özgürce bir arada yaşadığı birçok renk ve dil! İslam’da bu değil midir zaten? Arabın Aceme Acemin Araba, Türk’ün Kürd’e, Kürt’ün Türk’e yada Arab’a üstünlüğü nedir? Niçin bir arada haklarımız özgürce yaşamayalım? Bakınız bir elin parmakları bile birbirine benzemez ve aynı değildir!

 

   Hem bizim ayrılığımız gayrılığımız ne? Vatanımız bir,  Rabbimiz bir, (Laik bir devlet ve ulusalcılar için önemi olmasa da) Dinimiz bir-kıblemiz/kitabımız/peygamberimiz bir, kültürümüz bir (işte aynı halaylar-yemekler falan) ,sevdiklerimiz bir, havamız bir, suyumuz bir, zevkelerimiz bir, kederimiz bir, kaderimiz bir, geçmişimiz bir, bir bir bir bir hem BİR MİLYON TÜRK-KÜRT EVLİLİĞİ VAR, düşün BİR milyon, her şey BİR! Bir olmayan ne? Siyasi düşünce mi? Varsın o’da farklı olsun, bir babayla evlat anlaşamıyor aynı kafada olamıyor, varsın oda ayrı olsun!

 

 Ş.D.: Tabii Selahaddin bey, senin azgını öpem, ne dogri söyledin! Yov bizi bize bıraksalar bunların hepsi aslında kolay meseleler! İnsanlar konuşa konuşa anlaşır, fakat bizi bizle konuşturmuyorlar ki? Hep birileri bizim adımıza (yalan-yanlış, doğru-eksik) konuşi..

 

 S.bey: Oğlum sohbet koyulaştı çayları tazele..

 

Bahadır KAYIM

Related Articles

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

1,465BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
19AboneAbone Ol

Çok Okunanlar