Gelin dostlar. Can dostlar. Sevginin, sevenin, sevilmenin, değerini bilelim. Şu üç günlük dünyadan bir kuş olup, uçup gitmeden arkamızdan ağlayan iki göz bırakıp gidelim.
DOSTLAR CAN DOSTLAR……
Bu gün yine yüreğimden bir parça koptu. Bu gün yine boğazımda kelimeler düğüm düğüm düğümlendi. Öyle bir düğüm ki sanki şurama ta şurama koca bir taş gelip oturdu. Tam şuraya. Tam yüreğimin ortasına param parça etti, kanadı, sessiz sessiz inceden inceye kanadı.
Bir an sanki bir an sandım ki kalbim durdu. Çünkü bir an nefes alamadığımı hissettim. Sustum. Sustum. Sustum ve öylece kalakaldım. Konuşan sadece gözlerimdi. Baktım baktım. Öylece baktım. Sadece baktım. Sessizliğim hıçkırıklara döndü. Bir an evet bir an durdum, bir an öylece durdum. Hiçbir şeye tepki vermeden bir an durdum.
Ama duran ben değildim. Duran yüreğimdi. Yüreğimin her durmasında, bedenimden bir parça lime lime kopuyor, sanki şurama tam şurama kalbimin tam ortasına kocaman bir hançer saplanıyor, tutup çekmek istediğimde canım canım çok yanıyordu. O hançeri öylece yerinde bırakıyor, dokunmak bile istemiyordum.
Ne zaman yüreğim incinse ümitlerim kırılsa her seferinde o hüzün dolu sevgi dağarcığı yüreğime kocaman bir hançer gelip saplanıyordu. Öylesine çoğaldı ki o hançerler sayısını bilmek istemiyordum. Çünkü her hançer canımdan çok değer verdiğim, gücümün yettiğince özveride bulunduğum, saygıda, sevgide kusur etmediğim, ihtiyaç duyduklarında hep yanlarında olduğum, ellerini uzatıp tutmak istediğimde hiç geri çevirmediğim, bir lokma ekmeğimi paylaşıp birlikte tuza banıp yediğim, arkamda tam arkamda nefesini ensemde hissettiğim değerli can dostlarımı simgeliyordu. Her biri ama her biri benim canımdan can dostum arkadaşımdı.
Onun için sustum. Yine sustum. Yine susmam gerekiyordu. Çünkü karşımdaki sıradan bir insan değildi.
Karşımdaki sadece merhaba deyip, gülüp geçtiğim bir insan değildi.
Karşımdaki, sadece mutlu anlarımı paylaştığım, gülüp oynadığım sıradan insanlar değildi. karşılıklı bir iş yapıp, işim bittikten sonra arkama bile bakmadan çekip gittiğim insanlar değildi.
Karşımdaki zaman zaman gördüğüm, görünce merhabalaştığım, hal hatır sorup sonra uzaklaştığım insan değildi.
Karşımdaki, yüreğimin sahiplenip sığındığı limanı adam gibi adamdı.
Karşımdaki acılarımın ilacı, derdimin dermanı, dert ortağım gönül yoldaşımdı
Karşımdaki sırlarımın sırdaşı, dertlerimin dert ortağı gizemli yol arkadaşımdı.
Karşımdaki gecemin ışığı, gündüzümün güneşi, hüzünlü gönlümü aydınlatan mum ışığımdı.
Karşımdaki karanlık odamı aydınlatan yıldızım, üzerinde hayaller kurduğum ay dedemdi.
Karşımdaki gönül dostumdu. Canım acıdığında acımı alsın diye başımı omzuna koyduğum dost yastığımdı.
Karşımdaki, ağladığımda, gözümden akan yaşları tatlı dili, güler yüzü, sevgi dolu sözleriyle silen, hiç bitmeyen, hiç kirlenmeyen gönül mendilimdi.
Karşımdaki, beni benim kadar tanıyan, beni benim kadar seven, değer veren, özveride bulunan yaralı gönlümün ilacı can dostum.
Karşımdaki, sevgisiyle yalnızlığımı örten, uzakta bile olsa, ona ihtiyaç duyduğumda her kapısını çaldığımda, beni gönlünü açan gönül dostum.
Bu gün yine yüreğimden bir parça koptu. Bu gün yine değerlerimden, değer verdiğim önemsediğim nimetlerimden, bir parça daha uçup gitti. Bu gün yine insanlığımdan, insanlık emellerimden, adam gibi adam dedirten değerlerimden bir parça daha uçtu. Bu gün yine sevgimden, sevginin bana verdiği güçten, değeri hiç bir şeyle ölçülemeyecek yüreğimden dünyaya bedel, cennet bahçesi gönlümden bir gül daha soldu.
Dostlar ah dostlar ah. Yeri geldiğinde seni doğuran anan gibi kutsal, yeri geldiğinde güçlü yüreğiyle gölgesinde huzur bulduğun, koruyanın barınağın baban kadar güçlü, yeri geldiğinde aynı kanı taşıdığın aynı soyu paylaştığın, aynı ananın babanın çocuğu kardeşin kadar değerli dostlar can dostlar.
Mutluluğu seninle paylaşıp, bir gülücüğü ömre bedel anlarla yaşatan, ağlayıp canın acıdığında, bedenindeki acıyı paylaşıp, gözyaşına gözyaşı ekleyip seninle birlikte huzura, mutluluğa yelken açıp, acıları geçmişe atıp, seni elinden tutup gönül denizinde birlikte yüzen okyanus gönüllü dostlar.
Dostlar ah dostlar. Dostlar can dostlar. Yağmurdan sonra gökyüzünde açan sekizinci renk gibidir. Ona ihtiyaç duyduğunda, sen ona ulaşmadan bir bakarsın güneş gibi, yüreğini ısıtan, yağmur gibi acılarını silip götüren bulunmaz bir nimettir.
Dostlar ah dostlar. Dostlar baharda yeşeren ağaca benzer. Ona ihtiyaç duyduğun an, uzatır sana kollarını, sahiplenir en içten koruyuculuğu ile huzur bulursun gölgesinde. Ama. Ne zaman gerçek bir dost yüreğimizi kırsa o daldan bir yaprak düşer, sararan yaprak misali.
Hz . Mevlana dostluk üzerine bir sözünde söyle buyurmuştur. “Suyun susuzu kandırması gibi, doğru söz de kalbe temizlik getirir. Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır. İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur” bizlerde Hz. Mevlana’nın dediği gibi dostlar olalım. Kırmayalım birbirimizi, incitmeyelim yüce gönlümüzü. Onlar narin bir güle benzer, nasıl ki güller sulanmadan kuruyup giderlerse, insanlarda dostları tarafından kırılınca o sevgi dolu yüreklere kin dolar, nefret dolar, inciden inceye kan ağlar, güven denen o koca ilahi güç kaybolur gider. Uçar. Uçar hem de kuş olup uçup gider. Biliriz ki gidenler geri gelmez. Biliriz ki kaybettiklerimizin yerini hiç kimse dolduramaz. Biliriz ki giden bir gün gibi, kırılan, incinen, güvenini yitiren gönüllerde geri gelmez. Gelmez can dostlar gelmez.
Gelin birlik olalım. Gelin birbirimizi canımız gibi sevelim. Gelin acıları, kinleri nefretleri geçmişte bırakalım. Gelin birlikte ağlayıp, birlikte gülelim. Gelin her güçlüğün üstünden birlikte gelelim. Bir elin nesi var iki elin sesi var demezler mi? Birlikten kuvvet doğar demezler mi?
Gelin dostlar. Can dostlar. Gönül bahçesindeki gülleri birlikte sulayıp, onları Yüce Yaratanın bizlere armağan ettiği sevgimizle donatalım.
Gelin dostlar. Can dostlar. Sevginin, sevenin, sevilmenin, değerini bilelim. Şu üç günlük dünyadan bir kuş olup, uçup gitmeden arkamızdan ağlayan iki göz bırakıp gidelim.
Gönül dostlarının bıraktığı bir gül ile, okudukları bir dua bize cennet kapılarını açar. Gelin birlik olalım. Şu yalan dünyayı cennet gibi yaşayalım.
Gelin dostlar.
Gerçek dostlar.
Can dostlar…………..
18.02.2011
FATMA SAYILIR
Bir dost mu? İşte uzaklarda da olsak ben burdayım.
Çok teşekkür ederim. Bu güzel içten duygularınız için. Bende eskilerin dediği gibi bir mukabele……..!
Diyorum ve her zaman sizlerin dostluğundan onur duyarak kabul edeceğimi bilmenizi isterim.
Gönül dostu arkadaşım
Ben hala dostluklardan ümidimi kesmedim. İnanıyorum ki bir yerlerde bizlere hitap eden verdiğimiz sevginin saygının değerini taşıyabilen, yeri geldiğinde kendi çıkarları için bizleri kuyuya atmayan mutlaka bir dostlar vardı. Ümitlerimizi yitirmeyelim değilmi arkadaşım. Ümitlerin bittiği yerde hayat bitermiş….
Sevgi ve saygılarımla hürmetler.
gönül dostluklarında hep beraber olmak üzere..
Üstad Adaşım ne güzel der. Benim sadık yarim kara topraktır. Dostlukların defnedilip gömüldüğüne inanalardan oldum. Çıkar olmadan “merhaba” diyenler tarihin arka sayfalarında unutuldular. Dostluktan yana ümitvar değilim. Çünkü o damıtılmış nesil ne yazık ki bitmek üzere. Bir dost mu? İşte uzaklarda da olsak ben burdayım. Elimde varsa bir kuru simit son tanesine kadar paylaşmaya hazırım. Varsa bir sözüm söyeleyebilecek sonuna kadar söylemeye hazırım. Varsa dost uğruna taşınacak bir yük dizlerim bükülene kadar taşırım. Dost için yapılmayacaksa bir fedakarlık kim için yapılır? Ama dost için…