Sadece toplanmak ve iyi temennilerde bulunmak vakit kaybından başkasını arttırmayacaktır.
DİYALOG TOPLANTILARINI DOĞRU YAPMAK
Hepinizin bildiği üzere yıllardır Ortadoğu’da yaşanan kan, gözyaşı ve acıların durması için İslam alimleri toplantılar düzenlemekte, fikir alış verişinde bulunmaktadırlar. Ancak yapılan bu toplantılar orada kalmakta, İslam coğrafyasındaki sorunlara çözüm sunulamamaktadır. Elbette katılımcıların iyi temennilerde bulunup, kardeşliği savunmaları çok güzel. Ancak sadece iyi temennilerde bulunmak çözüm için yeterli değildir. Çözüm İttihad-ı İslam’ın oluşturulmasıdır. Fakat bunun için samimi olarak Kuran’a yönelmek, hurafeci mantıktan uzaklaşmak şarttır. Zira Ortadoğu’da yaşanan zulmün en başlıca sebebi İslam’ın doğru yaşanmıyor olmasıdır.
İslam coğrafyası her ne kadar dindar insanların bulunduğu bir bölge olarak anılsa da, gerçekte Kuran’dan uzaklaşmış, gelenek dinine uyan, bu yüzden İslam’ın özünde var olan sevgi, şefkat, kardeşlik gibi duyguları zayıflamış insanların bulunduğu bir bölge haline gelmiştir. Kuran’ın özünden uzaklaşan İslam coğrafyası Allah’ın bir nimet olarak sunduğu sanat, estetik, modernlik ve kaliteden de geri kalmıştır.
Orta Afrika Cumhuriyeti’ne bakacak olursak; o bölgede uzun yıllar huzur içinde kardeşçe yaşamış olan Hristiyan ve Müslümanlar zamanla Kuran’ın özündeki sevgiden uzaklaşılmasıyla bazı Müslümanların Hristiyanları kafir olarak gördükleri bir düzen kurulmuş, buna bağlı olarak katliamlar meydana gelmiştir. Oysa Kuran’da Müslümanların Musevi ve Hristiyanlara sevgi ve şefkat göstermeleri, onları koruyup kollamaları farz kılınmıştır. Kuran’da Müslümanlar ile Kitap Ehli’nin yakınlığını anlatan bir ayet şu şekildedir:
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine)kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak-onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı). Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O ahirette hüsrana uğrayanlardandır. (Maide Suresi, 5)
Rabbimiz başka bir ayetinde samimi Müslümanların önceki kitaplara da iman ettiğini şöyle haber vermiştir:
"… Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz."(Ankebut Suresi, 46)
Aynı şekilde bazı Hristiyan ve Musevilerin de Müslümanları düşman olarak görmelerinin temel sebebi asıl olan İncil ve Tevrat’tan uzaklaşmış olmalarıdır.
Bu yüzden dinler arası diyalog toplantıları düzenleyenlerin ilk hedefi çözüm getirecek olan yönteme yönelmek olmalıdır. O da gerçek Kuran ahlakını, gerçek Tevrat ahlakını, gerçek İncil ahlakını anlatıp, hurafeci sistemi bozacak bir eğitim politikası izlemektir. Hurafe dinini savunanlar dinde olmayan hükümleri her gün insanlığa empoze etmektedir. Buna karşı İslam alimleri de vakit kaybetmeden bu büyüyü kırmak için aksi yönde (Kuran yönünde) eğitim politikası belirlemelidir. Aksi taktirde sadece toplanmak ve iyi temennilerde bulunmak vakit kaybından başkasını arttırmayacaktır.
Mine ÇAKIR