Sayın başkan Ergüder EFİL beyi öncelikle kutluyorum. Biraz gecikmeli bir kutlama oldu ama kabul buyursunlar… Bir süre bekleyip durum takibi yapmakta fayda gördüm. Müsaade ederlerse bendeniz tavsiye ve uyarılarıma devam edeceğim.
BELEDİYE BAŞKANLARI NASIL OLMALI?
Bir ili, bir ilçeyi veya bir beldeyi yönetecek idareci, beden ve hafıza bakımından güçlü, zeki, bilgiyi ve öğrenmeyi seven, zihni açık, dürüst, ahlakî zaaflar taşımayan, azimli, cesur ve kararlı olmalıdır. Her işte olduğu gibi özellikle yöneticilikte de liyakat olmazsa olmazlardandır. Başkan adayı olanın her alanda bilgi birikim sahibi olması elbette zordur. Ama orkestrayı yönetecek liderliğe sahip olması şarttır. İyi bir liderin kalitesini de kendisiyle beraber etrafındakiler belirler. Bundan dolayı etrafındaki kişiler iyi seçilmiş olmalıdır.
Şehir emanet edilen kişi, görev yapmak istediği şehri çok iyi tanıdığı gibi, diğer şehirlerdeki gelişmeleri de takip etmeli, her zaman yeniliklere açık olmalıdır. Yönetici, vizyon ve misyon sahibi olmalı, çok çok önemli olan tecrübesini bunlarla bütünleştirmelidir. Ortak akılla plan, proje, iş üretmelidir. Yanlışları tenkit etmekle, iş yapmak; haksızlıkları konuşmakla adaleti uygulamak ayrı ayrı şeylerdir. Zulmü, herkes tenkit eder, ama adaleti herkes uygulayamaz. Emri altındakilere adaleti uygulayamayanlar üsttekilerden nasıl adalet bekleme hakkına sahip olur? Hz.Ebubekir: "Benim yanımda hakkını alıncaya kadar zayıf güçlü, yediği hakkı ödeyinceye kadar güçlü zayıftır" demişti değil mi? Yönetici, kendisini kimseye hesap vermeyecek, eleştirilmeyecek şahıs olarak görmemelidir. Hiç kimse masum değildir. Hz. Ebubekir’in halifeliğe geliş şeklini ballandıra ballandıra anlatıp da, karşısındaki insanlara ağız açtırmayan yetkililere ne demeli? O büyük halife: "Doğru, güzel hareket edersem bana yardımcı olun, yoldan sapar yanlış yaparsam beni düzeltin’ diyordu.
Farklı görüşlere hoşgörüsüz yaklaşan yönetici, halk tarafından kınanacak ve desteksiz bırakılacaktır. Hiçbir kimse de bulunmaz Hint kumaşı değildir. Mezarlıklar, yerlerinin doldurula- mayacağına inanan insanlarla doludur değil mi? Dünya menfaati üzerine dönen siyasetin, bir canavar olduğundan hareketle ahiretteki hesabı düşünerek hizmet etmek en büyük ideal olmalıdır. Behlül Dana’nın hac görevini yaparken ağlaşan insanları İbrahim Ethem’e göstererek şöyle dediği anlatılır: Ey halife! Bu insanlar kendi günahlarının hesabını verip veremeyeceklerini bilmedikleri için ağlaşıyorlar. Sen ise hem kendi hesabını hem de onların hesabını vereceksin. Buna hazırlıklı ol!’ Bir politikacı gelecek seçimi, bir devlet adamı ise gelecek kuşağı düşünürmüş. Her yönetici iyi bir halk adamı olduğu gibi iyi bir devlet adamı özelliği de taşımalıdır. Halkın geleceğini, kendi geleceğinin önüne geçiren şahsiyetli yöneticiler kaybetseler de kazananlardan olacaktır. Ayrıca halkının durumu kötüleşmiş olmasına rağmen yönetimini sıkıntısız devam ettirebilmiş lider bulabilmek çok zordur.
29 Mart Yerel seçimlerinde halkın önünde hizmete aday olanların çokluluğu güzel ilçemiz Akkuş için bir şans olmuştur diye düşünüyorum. Yönetme talebinde bulunanların çok olması kalitenin yakalanması açısından faydalı olabilir. Sayının fazla olmasında makam ve dünyalık hırsının ağır bastığını da söylemek mümkündür. Ayrıca favori bir aday adayının olmaması da bunda etkilidir. Neden ne olursa olsun ancak bir kişi o koltuğa oturacaktır. Eğer bu bir hizmet yarışıysa herkesin öne geçme mücadelesini hakkaniyet içinde yapıp, sonuç ne olursa olsun birbirleriyle kucaklaşması gerekir.
İlçemizde sonuçlar kesinleşmiş ve belediyemizin yeni yönetimi belli olmuştur. Sayın başkan Ergüder EFİL beyi öncelikle kutluyorum. Biraz gecikmeli bir kutlama oldu ama kabul buyursunlar… Bir süre bekleyip durum takibi yapmakta fayda gördüm. Müsaade ederlerse bendeniz tavsiye ve uyarılarıma devam edeceğim.
Erdem ve fazilet çatışmada değil, saygı ve yardımlaşmadadır. Olayları günlük değerlendirip, heyecanla kararlar almak kişilerin ve şehirlerin geleceğinin kararmasına sebep olabilir. Ayrıca gerçek kazançlının kaybeden olamayacağını hangi insan garanti edebilir? Halka baş olmak ağır iştir.
Genellikle baş olanın, sevinci az, kaygısı çok; öveni az, söveni çok olurmuş. Bir düşünürümüz bu durumu şöyle dile getirmiş: “ Baş olanlar güvenmesin, / Ne gelirse başa gelir, / İnsan düşerken diz yaslanır da, / Baş, taşa gelir.”
Ben o genelin içinde olmayacaklardanım mı diyorsunuz? Hadi yolunuz açık olsun…Liderliğiniz ve hizmetleriniz Akkuş için hayırlı olsun.
Saygı ve sevgilerimle…
14.06.2009
Mehmet Ali KURU
Eğitimci – Yazar
ÇORUM