Masal olmaktan çıkıp YALAN oluyor. Ben masal olsun istiyorum. Hiç değilse riyakarlık, çok yüzlülük, pişkinlik, ihanet, hiyanet, yok içinde…
BANA BİR MASAL ANLAT
Masallar vardır, bitirdiğinizde iki damlacık gözyaşı ile final bulan, yazılar vardır yüreğinizi yakacak kadar alevli, boğazınızı sıkacak kadar dramatik, “bizim” diyecek kadar hepimizden bir parça olan, hepimizin yazıları, hepimizin masallarıdır.
Bana masallar anlatın. Ben masallara inanırım(!). Anlatın ki, ruhum yalancı diyarlarda dinlenirken bedenim yalan dolu dünyada yorulsun varsın. Masal olsun yeter. İçinde mutluluklar olsun, pamuk prensesler vuslata ersin; yalan, riya, döneklik, acı, kan, gözyaşı, savaşlar, parçalara bölünmüş çocukların çığlıkları arşı titretmesin. Bir masal ki, mahrem alanına çirkinlikler yaklaşmasın… Anlat bana, bir halk ki, mensubu olduğu topluluğunu insanüstü yaşatmak adına diğer toplumları köleleştiren, varlıklarına, mallarına, namusuna ırzına, çocuklarına göz diken çapulcular, eşkıya benzeri varlıklar olmasın içinde…
Bir duygu kavrıyor ruhumu. Sabah uykularımı haram kılmış bana… Her sabah bir yanık saba makamı kıyama durdurup, ruhumu asıyor ses uçlarına… Ezanların, beş vakitte beş ayrı makamından fışkıran can veren sedalar ağıta dönüşmüş. Her ezanda binlerce çocuğun Hüseyni edasında selası çınlıyor kulaklarımda. Binlerce çocuk ağlıyor içimde ve göz pınarlarım hep bu yüzden ıslak. Bir çocuk ki, hayallerinin sınırları çizgilerle çevrili iken bilinmedik masallardan fırlayan ejderhalar yıkıyor yakıyor her yanı. Kanatlarında binbir çiçekler açmış kelebeklerin fırtınalara kapılmaları gibi altüst oluveriyor dünyaları… Düşler yırtılıveriyor en olmadık yerinden aniden. Ve masal bitiveriyor en güzel bahçelerde gezinmeyi sonlandırmadan…
İnsan yalnızlığı iyi anlamalı. Yalnızlığı kabullenmeli ve yalnız başına mücadeleyi bilmeli. İnanç, din, kardeşlik gibi izafi kavramların içinin çürük ve kurtlu olduğu unutmamalı. Evet inananların zaaflarını çıkarlara tahvil eden çoğunluklar bütün maneviyat duygularını yıktılar. Her köşede bir Emevi tahakkümü, bir Emevi aldatmacası, izahı olmayan fırıldaklar dünyasını kurdular çevremize.
Bir ömürlük yaşam için, bir isimlik şöhret adına haksızlıkların yanında yer alanlara sessiz kalanlar!.. sizler, suskun durmakla tavır mı koyduğunuzu sanırsınız? Haçlı güruhunun yanında yer alan ve tarih boyu hep bu tür hainlerin eksik olmadığı İslam dünyasındaki bu zihniyetlerin hesabını mahşere mi bıraktınız? Bedava pazarından beleş diye bol bol aldığınız sabırlarınız bile sahte mamüllerden… Kehribar tesbihinde La Havle çekerek dünyaya geliş amacını ircaa ettiğini sananlar yanılgının taa ortasındadır… Mahşer günü hesap sorucu vardır ama siz bu hesabı yerinde ve zamanında sormadığınız için de sorumlu olacaksınız unutmayınız.
Bana masal anlatın! Her gün bol bol anlatılan masallardan olmasın. İçinde olmayacak vaadler, süslü rüyalar, boş hayaller olmasın. Bir yüzüne bin yüz ekleyenler girmesin huzura… İçinde barış, refah, mutluluk, iş, aş gibi laflar yer almasın. Çünkü masal olmaktan çıkıp YALAN oluyor. Ben masal olsun istiyorum. Hiç değilse riyakarlık, çok yüzlülük, pişkinlik, ihanet, hiyanet, yok içinde…
Veysel ŞENSOY
01.05.2011 Bursa