Hak verilmez alınır
ARAP DÜNYASINDA NELER OLUYOR?
İlk biliyorsunuz Tunus’ta başladı olaylar..Olaylar isyana dönüştü, isyan ateşi Mısır’a sıçradı, derken alev alev Arap-İslam dünyasını sardı..Şahsen en son yada en zor Suriye’de olur diyordum, yanıldım, orası daha beter vaziyete girdi.. Türkiye’mizde senelerdir Araplar hakkında çeşit çeşit aşağılama ifade eden laflar (söz değil) avam ağzında dolaşır dururdu: ‘Araplar pistir, Arapları Amerika yönetiyor ve Araplar bu diktatörlere boyun eğiyor, seslerini çıkaramıyorlar v.s. Tabii bunun mukabili de Türkler hakkında Araplar arasında dolaşırdı.. Şimdi ne oldu, hani Araplar devlet yönetemezdi?, Amerika’nın İngiltere’nin koyduğu bu diktatörlere ses çıkaramazdı? Uyuşuk-keyifçi-hepsi dört kadınlı bir topluluktu? Uyuşuk dediğimiz Araplardan sadece Suriye’de 1300 kişi hayatını kaybetti! Bu insanlar ne için can veriyor? Ama hemen eski tüfekler, eski ırkçılar yorumu koydular: Bu işlerin arkasında Amerika var, İsrail var, bu kadar insan kolay isyan edemez, devlete nasıl kafa tutuyorlar? (Arkadaşlar Devletçi ya, Devlet yanlış da yapsa Devlete karşı gelinmez, ancak AKP varsa karşı gelinir!) Araplar da nasıl olsa koyun, isyan onların neyine, isyanı ancak Fransızlar, Avrupalılar yapar! Bu adamlar niye can veriyor? El-cevap: İnsanlar tarih boyunca hangi soylu talepler için isyan etmişse onun için! Nedir o? El-cevap: HAK-HÜRRİYET (yeni yetme yavrular ÖZGÜRLÜK)-EŞİTLİK -ADALET-DEMOKRASİ bilhassa DEMOKRASİ, DEMOKRASİ.. Adam Amerika için, para için can verecek! Can gittikten sonra para neye yarar? Amma sen Araplar hakkında onları düşman (Avrupalıyı dost, çünkü güzeller yav!) bildiysen ben sana ne kadar anlatsam Nato kafa Nato mermer! Akkuş’ta yaşı benden büyük biri Araplar pis deyip, duruyor..Dedim ki ona Akkuş’a yazlık ev yapan Arap Hasan’ın evine gittim, yemeğini yedim, bir pisliğini görmedim! Adam diretiyor hala pis! Ne pisliğini gördün diyorum, cevap: Pis! Arap hayranı değilim, Araplardan parada almadım, eşimde Arap değil! Fakat ömrüm boyunca doğrunun ve haklının yanında oldum..Fakat şunu kabul edelim ki internet çağındayız, bilgiye çok kolay ulaşıyoruz, artık eskisi gibi yanlış düşüncelere kapılmanın mazereti yoktur, bu bilgi çağının güzel tarafı da bu..Mesela Hz. Peygamberimiz Arap değil mi? Bunun böyle olduğunu bilmeyen çok insan var, amma artık mazeret değil! Tabii bu bile ortaya koyuyor ki Araplık, Türklük bir üstünlük değil, üstünlük takvada yani moderen-ce-siyle ahlaklılıkta, yani yani kişilikli/karakterli/dürüst olmakta..
Bu işin sonu ne olur? Bir defa işin birinci raundunu daha Tunus ve Mısır kazandı..Libya’da, Yemen’de, Suriye’de iş çıkmazda..Bahreyn’de iş Suudi ordusunun haksızca zalimliğiyle şimdilik bitti.. Suudi Arabistan, Cezayir, Fas, Ürdün ve diğer ülkelerde dosya daha açılmadı..22 tane (çoğu Arap) Arapça konuşan ülke var..Bunların hepsinin halkı Müslüman..Yöneticilerininde iddiası öyle..Fakat iş koltuğu bırak- Demokrasiye geç-kendine çok güveniyor/halk beni seviyor diyorsan sende partini kur seçimlere git deyince Müslümanlık rafa kalkıyor, iş dünya/putlaşmış nefisler/makamı ve zenginliği bırakmama inadına geçiyor..Açıklamalarda da halk: fareler, sıçanlar, mikroplar…Ya kendileri ne acep? Her neyse şişe kırılmıştır, kafes çatlamıştır, hürriyet ve hak yolundan bu saatten sonra dönüş olmaz, hele Libya’da, Suriye’de ölen insan 1000’i aşmışsa..Suriye’de yapılan artık zulüm üstüne zulümdür.Geçen yıl Suriye’ye gittiğimde ülke çok sakin bir görüntü veriyordu..demek ki suyun altında durum çok kötüymüş..Düşünsenize bu ülkede yaşayan Kürtlere daha vatandaşlık hakkı bile verilmemiş. Libya’da çoğunluk Arap, az bir Berberi grup var,, Suriye ise Libya’ya benzemiyor, birçok etnik grup var.Esad bunların yaşadığı birçok şehre gidemez..Arap olup, rejimden darbe yemiş sisteme-Esed ailesine düşman şehirler de var, Hama gibi..Bu dini ve etnik gruplar baskı altında..Daha olağanüstü hal yeni kalktı..
Dost Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı sana tecrübeleriyle birçok tavsiye yapıyor, adam çıkıyor aha diyorsun heralde bir reform paketi geliyor, adam mikroplar diyor sonra Ağustosta belki seçim olur gibi konuşuyor.. Bu böyle gitmez, şimdilik halk sinmiştir fakat yarın ordu bu yapılanlardan sonra vicdan muhasebesi yapar halkın tarafına geçebilir, işte o zaman Esed ailesinin akıbetini kimse bilemez..Zulüm payidar olmaz, halbuki Esed’in elinde fırsatlar vardı hatta eminim ki Esed demokrasiye de inanan bir adam! Fakat o Avrupa’da okusa da hayatı hep Suriye’de geçmiş kardeşi Mahir Esed ve diğer kodamanlar onu yönlendiriyor. Halbuki ta baştan baskıları tamamen kaldırsa ve bir seçim takvimi verse, bende parti kuruyorum, seçimlere katılmak isteyen gruplar kursun fakat ordu tarafsız kalacaktır, önce şahıslardan partiler üstü bir Cumhurbaşkanı seçelim dese bu iş olurdu..Herkse hesabını yapar, sonuca razı olur-olmazsa ordu o zaman sokaklara inebilirdi. O zaman Esed olaylar öncesindeki özgürlükçü, ülkeyi dış dünyaya açan, Türkiye ile ilişkileri 8 kat artıran girişimci bir lider olarak unutulmaz bir lider olarak hatırlanırdı. Fakat şimdi halk sinmiş gözükse de çanlar ESED ailesi için çalıyor, hiçbir hak vermiyor, mikroplar diyor sonrada dönün devlet intikam almaz diyor..Buna Kadir İnanır bile inanmaz! Üstelik ülke bölünebilir, sayıları az olsa da Kürtler var kuzeyde ayrı bir grup, çoğunluk olan Sünni kesim var, Nusayri denilen Arap Alevileri zaten ülkeyi 50 senedir yönetiyor hatta yiyor..Arap Hristiyanlar var, Ermeniler var v.d. Sen geliyorsun bu çağda bir şehrin etrafını kuşatıyor, suçlu suçsuz yetişkin-çocuk-kadın bir şehri bombalıyorsun, bu ne merhametsizliktir? Bu nasıl zulümdür? Demek ki koca kafalı zalim Na-HAFIZ’dan oğullarının farkı yokmuş.. Derhal İSLAM KONFERANSI TEŞKİLATI toplanmalı ve konferansa üye ülkelerden ortak asker istemeli, İKÖ Barış gücü adı verilen bir küçük bir ordu teşkil edilmelidir. Vermek istemeyen ülkeler teşkilattan atılmalı ve dünyanın tepkisi dikkate alınmamalıdır. Zira biz göndermezsek NATO asker gönderecek ve suçluyu vuruyorum diye aynı darbeyi mazluma da vuracak, nice masum yanacaktır. İş çok krtik noktaya gelmiştir, Suriye’de zulüm çok artmış-bazı yerlerde dayanılmaz boyutlara çıkmıştır. Bu ordu önce Suriye’ye müdahale temeli, Havadan desteklenmeli, icabında denizden asker çıkarmalıdır. Suriye’de Esed ailesi teslim olana kadar muhaliflerin desteğiyle savaşmalı-sonra ülkede seçimler yapılıp, Demokrasiye geçinceye-emniyet sağlanıncaya kadar kalmalıdır.
Diğer taraftan Libya'yâ da girilmeli, artık bayta sıkışan Kaddafi’ ye teslim bayrağı çektirilmelidir. Bu asker artık her zaman mevcut olmalı ve gereken yerlere girmelidir. Uzlaşma ve siyaset işini de İKÖ yürütmelidir. Fakat bütün bunlar olsa bile ki olacaktır inş.,Demokrasiye geçmek kolay değildir. Zaman alacaktır, olaylar olacaktır belki ancak zamanla işle yoluna girecektir. Demokrasi kolay değildir. Batı bile Demokrasiye 100-150 senede geçebilmiştir, Türkiye’de ise 1876’da başlayan Demokrasi sürecimizde (asla Demokrasiye 1923’de geçmedik) daha yeni yeni taşlar yerine oturmaya başladı. Demek ki en az 100 senelik bir süreç! Bu sürecin ilk 50 senesinde Araplarla beraberdik, zaten 400 sene onları yönettik, araya 90 senelik bir diktatörlükler dönemi girdi diyelim, demek ki Müslüman Arap dünyasında Demokrasi için daha 50 seneye, en az (ki Mısır Ve Filistin’de) 30,40 seneye ihtiyaç var! Balım Mısır ve Tunus’ta sandıktan çıkan sonuca razı olunacak mı? Her neyse..Arap halkları haklarındaki önyargıları kırıp atmıştır. Hak verilmez alınır, işte almaktadırlar. Demokrasi, Hak ve Hürriyet yolunda Suriyeli, Libyalı ve diğer halklardan insanlara bu kutlu yolda muvaffak olmalarını diliyorum..
Bahadır KAYIM
tamam yazdiklariniz dogru ama biseyi deginmemissiniz birinci dunya savasında yıllardır ekmeğini yedikleri Türklere yaptıklari kalleşliği bildikce, sevemiyorum arabı kalleşler sadece baska bisey degil BIZ OSMANLIYA YAPTIGIMIZ IHANETIN BEDELINI ODUYORUZ MERHUM YASER ARAFAT
Maalesef Demokrasi-Halk iradesine eninde sonunda geçilecektir.Size inanıyorum, bunuda öğrenmiş oldum, halbuki Libya hakkında onlarca makale okumuştum.Fakat bir sorum var: Madem halk iradesi mevcut, halk komiteleri ve meclisleri var güzel, peki neden 40 küsür yıldır bu halk liderini değiştiremiyor? Bu kadar uzun bir süre ancak diktatörler işbaşında kalabilirler. Kaddafi’nin yapması gereken uzlaşmaktır, gerekirse iki ayrı federasyon olunacak, fakat uzlaşılacaktır.Her birimin ayrı başbakanı olmalı, fakat üstte bir Cumhurbaşkanı olmalı, bu C.Başkanı sırayla iki bölümden (Trablusgarp-Bingazi) seçilmelidir.Yoksa ülke korkarım bölünecektir.İki ayrı ülke doğacaktır.Bu arada Kaddafinin muhalif insanları ‘Farler’ diye suçlaması, paralı askerlerin yaptıkları, bunun halka dayanmadığını göstermesi, onunda Bingazi halkına ayrımcı davranması yenilip yutulacak durumlar değildir.Dilerim bu müslüman ülke, Osmanlıdan son kopan K.Afrika ülkesi bir an önce nefisler ve hevesler bir kenara atılarak aklı selimin eşliğinde sulh ve selamete kavuşur inş.
Sayın Hocam,
Bölgeyi güzel analiz etmişsiniz ancak, Libya çok farklı bir coğrafyadır. Libya aşiretler ülkesidir ve 4 büyük aşiret kaddafi tarafındadır. kaddafi her ne kadar diktatör gibi olsa da genel olarak ülkede serbest bir rejim hakimdir. Eski kiteb el akhdar kuralları artık mevcut değildir. Hatta Türkiyeden daha hür bir düzen vardır. Bakanları bile Halk kongreleri seçer. halk kongreleri üyeleri de mahalle komiteleri tarafından tayin edilirler. Kaddafi de bu kararları onaylar. Libyadaki isyan hürrüyet değil, koltuk ve güç kavgasıdır. Kaddafiyi oldum olası sevmeyen bengazi ve tobruk halkı arkasına bazı şehirleri de takmayı başarmıştır. Ülkede benzinin litresi onbeş kuru sıfır bir lüks araç yirmibin Tl gibi rakamlara ki, bu da ayda 100-200 dinar taksitlerle alınırsa, şeker veya un çuvalı beş dinar olursa, örnek olarak yazıyorum hayati önem taşımasa da muz kilosu yetmişbeş kuruş olursa, türkiyede milyarlara satılan bir italyan takım elbise 200 dinar olursa ve bu insanlar kaygısız bir hayat yaşıyorsa, kafalarında kuracakları şeyler isyan, hükümet kurmak, yeni bir macera aramak gibi şeyler olacaktır. Yani rahatlık battı onlara ve kaddafiyi de alt etmek pek kolay olmayacaktır. Her evde çocuklar bile otomatik silahlarla donatılmıştır. Her birisi kendisini mücaht sanmaktadır. Böylesine bir şehiri nasıl ele geçirecekler merak ediyorum. Bir kara savaşı katliam olacaktır.
Saygılar,