Sizin İlahınız tek bir İlahtır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir)." (Bakara Suresi, 163)
ALLAH’IN BİRLİĞİNE İMAN ETMEK
İslam Dini’nin temelini oluşturan temel inanç tevhid inancıdır. Tevhid inancı, Müslümana çok üstün özellikler kazandırmaktadır. Bu nedenle tevhid inancını kavramak çok önemlidir.
İslam Dini’nin gereği gibi kavranması ve yayılması çok önemli bir konudur. Tevhid inancı, Allah’ın ‘bir’ olduğuna kalben inanmak, dil ile tasdik etmek ve Allah’tan başka hiç kimseye kulluk etmemek anlamına gelmektedir. Fakat din ahlakından uzak bir yaşam süren insanlar, Allah’ın varlığını ve birliğini kabul ettiğini söyleseler de yaşamlarında uyguladıkları farklı olur. Allah’tan başka varlıklardan korkar, çekinir, beğenisini kazanmaya çalışır veya hoşnutluğunu arzulayarak Allah’a şirk koşarlar. Bu, kökü tevhid inancını yanlış anlamaya dayalı bir inançtır. Yüce Allah bir ayette şöyle buyurmaktadır:
"Sizin İlahınız tek bir İlahtır; O’ndan başka İlah yoktur; O, Rahman’dır, Rahim’dir (bağışlayan ve esirgeyendir)." (Bakara Suresi, 163)
Kuran Allah’ın emirlerini ve yasaklarını bildiren çok hikmetli bir kitaptır. Allah’tan başka İlah olmadığı inancına sahip müminler, "La İlahe İllallah" hükmüne uyarlar. Allah’tan başka İlah olmadığı, çocuk edinmediği, hiçbir şeye muhtaç olmadığı, her şeyin O’na muhtaç olduğu Kuran’da İhlas suresinde çok bir şekilde ifade edilmektedir. Aynı zamanda Mü’minun suresinin 91’inci ayetinde Allah’ın eşinin ve benzerinin olmadığı şöyle ifade edilmektedir:
"Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir ve O'nunla birlikte hiçbir İlah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürürdü ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendiregeldiklerinden yücedir." (Mü'minun Suresi, 91)
Yüce Allah Kuran-ı Kerim’in birçok ayetinde Kendi sıfatlarını ve özelliklerini bizlere bildirmektedir. Yeri, göğü ve ikisi arasında bulunan her şeyi yaratan ve kontrol eden Yüce Allah’tır. Kuran’da bu durum ile ilgili, Hz. İbrahim’in duası şöyledir:
"(İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarınız? İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç; Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; Bana yediren ve içiren O'dur; Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur; Beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur, Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur; Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat;" (Şuara Suresi, 75- 83)
Bazı insanlar, Allah’ın varlığına ve birliğine inandığını söyleseler de aslında hayatlarına gizli şirk hakimdir. Şirki, eski dönemlerde tahtadan oyulmuş varlıklara secde etmek olarak algılayan bu insanlar kendilerinin şirk içinde olduklarını kabul etmezler. Oysa ki eski toplumların yaptıkları, şirki sembolleştirmişlerdir. Aradaki tek fark budur. Her iki grupta Allah’tan başka bir varlığa benlik verip, kendiliğinden bir güce sahip olduklarına inanmaktadırlar.
Allah’tan başka varlıklarda bir güç olduğuna inanmak, tevhid inancını zedeler ve şirk koşmaya neden olur. Her şeyin kontrolü Allah’ın elindedir. Örneğin zengin birisine zengin olduğu için saygı gösteriliyorsa bu şirke sebep olur. Çünkü zengin olan kişinin bütün malının asıl sahibi Yüce Allah’tır. Buna benzer olarak kişinin “Ben yapıyorum’’ diye düşündüğü her şeyi Allah yapmaktadır. Dolayısıyla “Ben yapıyorum’’ gibi bir mantık yanlış olup, insanı şirke sürükleyen bir düşüncedir. Yüce Allah bütün Müslümanlara katıksız bir imanla iman etmelerini emretmiş ve müşriklerden olmama konusunda uyarmıştır. Allah korusun iman ettiğini söyleyen ancak hayatına ‘gizli şirk’ hakim olan insan ahiret günü büyük bir hüsrana uğrayabilir. Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyurmuştur:
"Onların tümünü toplayacağımız gün; sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki: "Nerede (o bir şey) sanıp da ortak koştuklarınız? Sonra onların: "Rabbimiz olan Allah'a andolsun ki, biz müşriklerden değildik" demelerinden başka bir fitneleri olmadı. Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve düzmekte oldukları da kendilerinden kaybolup-uzaklaştı." (Enam Suresi, 22-24)
Mine ÇAKIR
sen delisin
Gerçekten bilgilendirici bir yazı.Allah razı olsun…
;-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);-);