Göçün sonuçlarından ve bölgede iş sahalarının açılmaması nedenlerinden dolayı, Öğrenci olmuyor.
2008-2009 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA KAPANAN OKULLARIMIZ
Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Kurumlara Ait Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliğinin dördüncü bölümünün 1. maddesinin “b” bendine göre 2008-2009 Eğitim Öğretim yılı öncesi İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüz bağlı altı (6) İlköğretim Okulumuz kapatıldı. Bu okullarımızdaki öğrencilerimiz bundan sonraki öğrenimlerine İMKB YİBO’da devam edecekler.
Bu yıl öğrenci azlığı nedeniyle kapatılan İlköğretim Okullarımız şunlardır:
1- Ambargürgen İlköğretim Okulu
2- Çaldere Soğulcak İlköğretim Okulu
3- Meyvalı İlköğretim Okulu
4- Salman Kayadüzü İlköğretim Okulu
5- Şahin İlköğretim Okulu
6- Salman Çakırlar İlköğretim
Haber: Akkuş Milli Eğitim Müdürlüğü
üzgünüm,bu çağ okul kapatıldığı için. üzgünüm,yol var ama araba gitmez.ve ben çok ama çok üzgünüm bu asırda yetkililerden bunları istediğimize. sadece ambargürgen köyünden 80 ila 100 ton fındık üretimi var kaç tane su elektirik abonesi var ama yol isteyince bu köylerde kimse yok bahanesi ve ben çok üzgünüm. biz akkuşlular olarak artık hizmet istiyoruz.
2000-2001 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDA ŞAHİN İLKÖĞRETİM OKULUNDA ÖĞRETMENLİK YAPTIM. O ZAMAN BENİM 23 ÖĞRENCİM VARDI. KÖY DEVAMLI GÖÇ VERİYORDU. ÇOK ÜZÜLDÜM OKULUN KAPANMASINA. UMARIM BURDAKİ MİNİKLERİMİZ İÇİN DAHA HAYIRLI OLUR. DAHA SOSYAL BİR OLULDA EĞİTİM GÖRECEKELERİ KESİN.BUDA ÜNİVERSİTEYE GİTME OLASILIKLARINI YÜKSELTMEKTEDİR.BÜTÜN ÖĞRENCİLERE BAŞARILAR….
Bir zamanlar bende Ambargürgende vekil öğretmenlik yapmıştım ne günler geçti be oralarda inanın kapanmasına çok üzüldüm benim zamanımda 75 tane öğrenci vardı ne olduda okula gitmiyolar anlamış değilim ne diyelim herşeyin hayırlısı…
Bu okulların kapanması bir istatistik bir sonuç sunuyor:Nüfus azalmadı; sel, yangın, deprem, salgın hastalık, savaş …da yok. Öğrenci neden yok? Yoook.Nedeni açık; genç nüfus göç eyledi. Nereye? Metropollere, genelde istanbul\’a. Hani bir Türkü varya… Yanan yüreciğinin alevinde hissediyor insan on.Düğüm düğüm oluyor gırtlağı:
\”Yarim İstanbulu mesken mi tuttun?
Gördün güzelleri a yar beni unuttun.
Sılaya gelmemeye yemin mi ettin?
Dön gel ağam dön gel bayram günüdür\” son mısra öyle miydi? öyle de olsa böyle de olsa bende kalan intiba o: \”Dön
gel ağam dön gel, bayaram günüdür.\”
Hey gidi günler hey! Birbirinin bir şekilde akrabası, yıllar yılı birli yaşamış, bir cevizin içi olan o mahalleli, savruldular bir yangının külü gibi. Metropollerde yaşam savaşı veriyorlar can havli ile. Şehirin havasına, suyuna, örf- adet zaten yok olmuş da yazılı-resmi kurallarına adepte olmanın gayretinde.Ekmek peşinde.
Bayramda görüştüğüm yakınım anlatıyor:
Şehirde ekmek çok, yiyecek, giyecek…ne istersen sermişler sokakklara. Bakmak değil yasak, tabi durmaya bir ayaklık yer bulabilirsen.
Tanıdıklar, komşular, akrabalar… hem çook yakın hem çook uzak. Her biri ha şu mini telefonun içinde. Düğmesine basmayı bilebilirsen.Küçükler beceriyor
,orta ve yukarı yaşlardakiler alışamıyor bu şeytan aletine bir türlü.
Tövbe tövbe… Günaha mı yettim ne?
\”Şeytan aleti\” dedimya.\”Tabi ya. O da olmasa eş-dostun, akrabaların seslerini duyamıyor insan. İyiki o bari var. Var olmasına var da parası çokmuş, öyle diyor bizim oğlan\”
Hikaye devam edip gidiyor.
Vallahi kolay iş değil yaşam.
Sılaya selam/ Gurbete selam…
Nerede o günler?/ Nerede o sevgililer/
Ya ahirete, ya gurbete göçtüler/ Göçtüler, gittiler
gittiler birer birer.