Akkuşludan yana olanlara selam olsun…
AKKUŞ YAZI BEKLİYOR
Yaz gurbettekilerin memleketlerine dönme mevsimidir bir yerde. Çalışanlar yıllık izinlerini yazın kullanmayı tercih ederler. Çünkü okullar da tatil olur böylece çalışmaya ve eğitime kısa bir süre ara verilmiş olur.
Tatiller insanların sosyal ve ekonomik özelliklerine göre değişir. Ancak Anadolu’dan giden ve başkalarının işinde çalışan insanların tatilde gidecekleri tek yer kendi memleketleridir. İşverenler için ne tatilin günü, ne yeri sorulur. Onlar için her zaman tatildir.
Birçok Anadolu şehri gibi Akkuş’ta tatilde nüfusu artan yerlerdendir. Çünkü yaklaşık on bir ay önce terk ettikleri memleketlerine geri döneceklerdir. Kısaca yaz hasret giderme mevsimidir Akkuş’ta.
Yazın Akkuş’un havası bir başkadır. Gökyüzünün rengi bile daha mavidir. İnsanı dinlendirir. Doğrusu on bir aylık yorgunluk atılır gelenlerin üzerinden. Buradan gittikten sonra sağ kalanlarla hasretlik giderirler. Vefat edenler saygıyla anılır. Daha önce görmedikleri kişilere rastlarlar. Zaman geçer.
Gurbetten gelenler her sene tanıdıkları daha da azalır. Bir gün bir bakarsınız sizinle emsal birkaç kişi kalmış. Artık yeni gençlere kimin oğlu, kimin kızısın diye sormaz kimin torunusunuz diye sorarsınız.
Yaz akşamları da yaz koşulukları da bir başka olur. Dostlarla içilen birkaç bardak çayın lezzeti az şeyde vardır. Zaman dolar, vakit geçer ve dönüş başlar. Seneye kadar kimler kalır, kimler yetişkinler listesine dâhil olur bilinmez. Ancak Akkuşlu kendisi ile baş başa kalır. Ve sorular sorulur. “Ne olacak bu Akkuş’un hali…”
Akkuş, akkuşlu ile baş başa kalır. Kimse arayıp sormazsa garip kalır. Dışarıda iş bulanlar zaten orayı terk etmiştir. Kalanlar yine bilindik o hayatını yaşar. Gurbette olanlar “Akkuş güzeldir” der. Der demesine de belki elinden bir şeyler gelmez.
Kurtulan kurtulduğuna sevinir, Akkuş’u terk eden artık gerisi beni ilgilendirmez derse ne yapılabilinir ki? Tutup bir başka il veya ilçeden kim veya kimler yardım eder. Akkuşlunun hakkını savunur?
Bir yeri sevmek coğrafyasını sevmek değildir. Bir yeri sevmek havasını suyunu sevmek değildir. Bir yeri sevmek yakını ve akrabalarını sevmek değildir.
Ya nedir?
O yeri topyekûn sevmektir. Derdiyle dertlenmek, çaresizliğine çare bulmaya çalışmak demektir.
Kim bunu yapıyor, yapabiliyorsa Akkuş’ta da olsa gurbette de olsa gerçek Akkuşludur.
Gönlü Akkuşludan yana olanlara selam olsun…
Zeki ORDU